Yazıyı Beğen

22 Mayıs 2011 Pazar

Yeni Office böyle kurulacak! (Video)

Microsoft,office 15,software,computer,install,video


Office 15 işte böyle kurulacak...

Microsoft'un merakla beklenen yeni Office 15 paketi yine internete sızdı; hem de videolu olarak!


Microsoft'un yeni Office sürümü Office 15'in kurulum videosu internete sızdı. Videodaki sürümün yapı numarısı 15.0.2703.1000 olarak geçiyor.
Sızan görüntülerde pek önemli bir değişiklik görülmemiş olsa da videoda Office 15'in kurulumu ve onun içindeki Word dosyasının izlenimi mevcut.
Videoda Office 15'in Office 2010'a göre daha hızlı kurulduğu gözden kaçmıyor. Word'ün de yeni bir görünüme kavuştuğunu bu videoda görebiliyoruz.
Yeni Office'in 2012 yılı içerisinde piyasaya sunulması bekleniyor; ancak Office 15 hakkında bu saydığımız bilgilerden hiçbiri henüz Microsoft tarafından onaylanmış değil.
İnternete sızan Office 15 videosunu aşağıda izleyebilirsiniz...


Video:

Papa, uzaya bağlandı

space,technology,science


Papa 16. Benediktus, bir ilke imza atarak uzay mekiğindeki 12 astronot ile canlı bağlantı yaptı.

Papa 16. Benediktus, bir ilke imza atarak Dünya yörüngesinde 340-380 bin metre yükseltide 13 yıldır yapımı süren Uluslararası Uzay İstasyonu (UUİ) ve ona kenetli Amerikan Endeavour uzay mekiğindeki 12 astronot ile canlı bağlantı yaptı.
Endeavour'ın İtalyan astronotu Roberto Vittori ile UUİ'deki İtalyan astronot Paolo Nespoli'nin de yer aldığı konuşmada, Katolik aleminin ruhani lideri Papa Benediktus, "astronotların cesareti, disiplinleri ve göreve tam bağlılıklarının takdire değer olduğunu" bildirdi.
Endeavour'un kaptan pilotu Mark Kelly, 8 Ocak'ta başından kurşunla ağır yaralanan, hekimler sayesinde mucize yolundan iyileşmeye başlayan eşi Arizona Milletvekili Gabrielle Giffords hakkında sarf ettiği nezaket sözlerinden ötürü Papa'ya teşekkür etti.
Avrupa Uzay Kurumu ve İtalya Uzay Kurumu, ABD'nin Houston'daki ABD-Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi NASA'nın teknik yardımıyla Papalık makamının tarihte ilk uzay konuşmasını yerine getirdi.

Grimsvötn yanardağı faaliyete geçti!

world,planet,Iceland's Grimsvotn volcano,geology,geophysics,science


İzlanda'nın en aktif volkanın faaliyete geçtiği bildirildi.

İzlanda Meteoroloji Kurumu, Grimsvötn Yanardağı'nın faaliyete geçtiğini bildirirken, yerel basın volkandan duman çıktığının görüldüğünü duyurdu.
Grimsvöth, ülkenin güneydoğusundaki insan yerleşiminin bulunmadığı Vatnajokull buzulunun altında yer alıyor.
Yanardağ son olarak 2004'te patlamıştı. Bilim adamları yeni bir patlama bekliyordu ve bunun muhtemelen çok kuvvetli olmayacağını belirtmişti.
Eyjafjallajokul volkanının Nisan 2010'da patlaması sonucu atmosfere yayılan kül tabakası tüm Avrupa'da uçak trafiğini etkilemişti.

iPhone sizi yüzünüden tanısın! (Video)

apple,iphone,smart phone,Biometric Security,RecognizeMe,Facial Recognition,application,software,video


iPhone için yüz tanıma uygulaması!

iPhone'unuzun sizi yüzünüzden tanımasını ister miydiniz? Bu artık mümkün!


iPhone'unuzu masanın üstünde bırakıp geri döndüğünüzde arkadaşlarınızın telefonunuzu karıştırırken bulmak en sinir bozucu şeylerden olsa gerek. Bir parola kullanmanız tabi ki mümkün ancak RecognizeMe adlı uygulama, Jailbreak'li iPhone'lar için yüz ile oturum açma özelliği sunuyor.
Programın resim galerisine birkaç fotoğrafınızı ekledikten sonra bir geçiş parolası veya yüz tanıma sistemi ile kilidi açmanız isteniyor. Uygulama, telefonun gerçeksahibinin siz olup olmadığını anlamak için yüzünüzü birkaç kez tarıyor. Güvenlik seviyesini düşürdüğünüzde ise size benzer olan kişiler de giriş yapabiliyorlar.
Bazı testlere göre ise güvenliği yüzde 80'e çıkarmak bile bir takım kişilerin giriş yapmasını sağlayabiliyor ve doğrulama 20 saniyeye kadar zaman alabiliyor. Ancak arkadaşlarınızı telefonunuzdan uzak tutmak istiyorsanız denemeye değer.
iPhone için ilk yüz tanıma uygulaması nasıl çalışıyor? Videomuzda izleyin!


Video:

Tarayıcıda işletim sistemi!

Chrome 11,internet,web browser,linux,operating system,software,computer,technology,hack,security


Linux'u tarayıcı içerisinde çalıştırdılar!

Bir web tarayıcı içerisinde işletim sistemi çalışacağı aklınıza gelir miydi? Bu hacker bunu yaptı!


Fabrice Bellard adındaki bir Fransız hacker, JavaScript'i kullanarak web tarayıcısında Linux çalıştıran bir PC emülatörü meydana getirdi.
Bellard'ın JavaScript PC Emulator'ü 2.6.20 Linux Kernel'ini Firefox 4 veya Chrome 11 üzerinde çalıştırabiliyor. Bellard, bunu eğlence için yaptığını, yeni JavaScript motorlarının karmaşık şeyleri hızlı bir şekilde yerine getirebildiğini, emülatör'ün bir hız testi aracı olarak kullanılabileceğini söylüyor.
Emüle edilen donanımlar arasında 32 bit x86 uyumlu CPU, 8259 programlanabilir kesme denetimi ve 16450 UART var. Bellard'a göre emüle edilen CPU, bir Intel 486 çipiyle karşılaştırılabilir, ancak bu CPU kayan nokta birimini içermiyor.

Facebook'a Firefox kontrolü; İndirin!

internet,firefox,web browser,software,facebook,social network,media,download


Facebook'ta en çok can sıkan şeylerden biri, bu Firefox eklentisi ile artık canınızı sıkamayacak!

Facebook'da durum güncellemesi yaparken kaç karakter yazma hakkınızın kaldığını görmek istiyorsanız bu mümkün.
Facebook Status Counter adındaki ücretsiz Firefox eklentisi, durum güncellemenizi yazarken ne kadar daha yazabileceğinizi size gösteriyor. Facebook durum güncellemelerinin en fazla 420 karakterden oluştuğu pek bilinmiyor ve genellikle bu kadar uzun güncellemeler yazılmıyor. Ancak zaman zaman bu sınırın geçildiği de oluyor. Bu eklenti ise sorunu pratik bir şekilde çözüyor.

USB 3.0, büyük rakibine karşı!

USB 3.0,Intel Thunderbolt,pc,computer,hardware,technology


USB 3.0 ile Thunderbolt savaşı başlamak üzere mi?

USB 3.0 ve Intel'in Thunderbolt'u... Çok hızlı 2 arabirimin savaşında kazanan kim olacak?


2009'dan beri Intel tarafından geliştirilen Thunderbolt, eğer hiç duymadıysanız, bir aygıt girişi standardı. Apple'ın en son MacBook Pro laptop'larında ve iMac 'lerde bulunan arabirim, 10Gbps tam çift yönlü veri aktarım hızı sunuyor.
Thunderbolt'un 24 Şubat'tan beri yeni MacBook Pro'larla gelmesine rağmen, şu an hiçbir Windows'lu sistem Thunderbolt'u sunmuyor. Intel'den Dave Salvator, buna şöyle yanıt veriyor: '2012'de Thunderbolt'u çok daha fazla yerde görmeyi bekleyebilirsiniz.' Intel'in şu an Thunderbolt denetim çipinin tek satıcısı konumunda olduğunu söyleyelim.
Şu an Thunderbolt tabanlı herhangi bir çevrebirim cihazı da mevcut değil, ancak Apple yetkilileri bu cihazların 'yazın' geleceğini söylüyorlar.

USB 3.0 ve Thunderbolt
USB 3.0 ise Windows laptop ve masaüstü'lerde 2010'dan beri mevcut. Intel, USB 3.0'ı anakart çipsetlerinde doğal olarak desteklemese de, birkaç satıcı gerekli USB 3.0 denetim çipini sağlıyor. USB 3.0, en yüksek 5Gbps veri aktarım hızına ulaşabiliyor, ancak USB 2.0 cihazları ile de uyumlu. Thunderbolt'un tersine, USB 3.0 video geçidi ve görüntü standartları için doğal bir destek sağlamıyor.
Sadece teknik açıdan bakıldığında Thunderbolt, USB 3.0'ı hızıyla ve sunduğu video ve grafik cihazları uyumuyla geçiyor. USB 3.0 ise bugün kullanımda. USB 3.0 sabit diskleri bulmak bugün mümkün. Bir Thunderbolt portuna şu an bağlayabileceğiniz tek şey, Mini-DisplayPort kablosu yoluyla bir monitör.
Ancak iki standardın birbirine karşı olması sözkonusu olmayabilir. Intel, bu senenin sonunda çıkması beklenen sonraki jenerasyon Ivy Bridge CPU mimarisinde her iki standardı da doğal olarak destekleyeceğini söylüyor.
Apple, USB 3.0 yerine Thunderbolt'u seçerek tercihini belli etti. HP ve diğer önde gelen PC satıcıları ise Thunderbolt'a geçmeden önce müşterilerinin çıkarlarını daha çok düşünmeleri gerekebilir. Intel, önümüzdeki sene Thunderbolt ve USB 3.0 için doğal chipset desteği sağlayana dek iki standardı birden destekleyen PC'lerin çıkacağını düşünmüyoruz.

Muhalif sitelere siber saldırı

Muhalif sitelere siber saldırı


Muhalif internet haber sitelerine yönelik saldırılar sistematik bir hal aldı. Özellikle 22 Ağustos'ta yürürlüğe girecek sansür yönetmeliğine karşı on binlerin katılımıyla gerçekleşen protesto yürüyüşünden hemen sonra BirGün, sendika.org ve Bianet siteleri geçici süreyle hizmet veremedi.
Önceki gün en az 200 farklı IP üzerinden yürütülen ve 'zombi atak' adı verilen saldırılardan sonra neredeyse kullanılamaz hale gelen BirGün Gazetesi'nin internet portalı Birgun.net teknik servisin yoğun çabaları sonucunda yeniden kullanılabilir hale geldi.
Dünse Bağımsız İletişim Ağı, Bianet.org'a saldırı düzenlendi. Saniyede 14 milyon veri paket gönderen DDoS (okuyucularının erişmesini imkansız hale getiren sahte bir yoğunluk yaratan saldırı) saldırısına maruz kalan Bianet.org uzun süre erişime kapalı kaldı.

Twitter'da 'oy vermeyeceğim' kapışması

Twitter'da 'oy vermeyeceğim' kapışması


Halk ayaklanmalarından depremlere akşam yenen yemekten siyasi görüşlere, olan biten herşeyin anında paylaşıldığı sosyal ağlarda şu sıralar elbette en çok seçim konuşuluyor. İlginç trendlerin ortaya çıktığı mikroblog ağı Twitter, siyasilerin de sıkça kullandığı mecralardan.
Twitter'daki küresel trendler arasında, parti muhalif ve savunucularının dahil olduğu atışmalar ön sırada yer alıyor. Son örnek, küresel çapta ilk sıraya yükselen #akpyeoyvermeyecegim etiketiyle mesaj yayınlayanların #chpyeoyvermeyecegim diyenlerle rekabeti.

TOP 10 TREND LİSTESİNDE

İktidar muhaliflerinin başlattığı Twitter eylemi, katılımcıların hangi konuda olursa olsun gönderdikleri mesajlara #akpyeoyvermeyecegim 'hashtag'i, yani 'ilgi etiketi', eklemeleriyle oluştu. Etiketler hızla yayılınca, #akpyeoyvermeyecegim etiketi tüm dünyada en çok bahsi geçen Top 10 trend listesinin zirvesine yerleşti.
Buna elbette iktidarı savunan kitlelerden karşı atak geldi. Yeni yayılmaya başlayan #chpyeoyvermeyecegim etiketi henüz listeye giremedi ama en azından Türkiye trendleri arasında yakında görüneceği kesin.

Vodafone FreeZone’dan özgürlüğe bir adım

Vodafone FreeZone’dan özgürlüğe bir adım


Vodafone, geçtiğimiz günlerde lansmanını yaptığı gençlik markası "FreeZone" kapsamında ses getiren dijital uygulamalarını özgürlüğüne düşkün gençlere sunuyor.

FREE ZONE'DAN BİR İLK

FreeZone markasının lansmanını Santral İstanbul'da yapan ve Şebnem Ferah, Hayko Cepkin, Aylin Aslım, Badem ve TNK'nin katılımıyla gerçekleşen konseri Facebook sayfasında yayınlayarak ilk defa bir lansman etkinliğini Facebook üzerinden canlı yayınlayan marka oldu.
Vodafonefreezone.com kullanıcıları, "Klibe Katıl" uygulaması ile , web cam aracılığıyla karaoke yaparak bu sanatçılarla birlikte kendi kliplerini oluşturabiliyor, diledikleri gibi arkadaşlarıyla paylaşabiliyorlar. Ayrıca, sitede yeralan galeride de yine ziyarteçiler tüm klipleri izleyerek, beğendikleri klipleri seçebiliyorlar.

4 GÜNDE 1000 KİŞİ KATILDI

Bestesini Şebnem Ferah'ın yaptığı "Özgürlük Şarkısı" nın klibinde ayrıca; Hayko Cepkin, Aylin Aslım, Badem ve TNK de yer alıyor. Açıldığı andan itibaren ilk 4 günde yaklaşık 1000 kişi kendi klibini oluşturdu.
Vodafone FreeZone markasının lansmanı için İstanbul dışında birçok şehirde 24 Mayıs – 3 Haziran tarihleri arasında farklı şehirlerdeki üniversitelerde gençlerin katılacağı konserler planlanırken, önümüzdeki dönem için de ses getirecek çalışmalar ve etkinlikler planlanıyor.

PSN kullanıcılarına uyarı

PSN kullanıcılarına uyarı


Sony, haftalar önce 100 milyon kullanıcısını uyarmış ve PSN ağına bağlı kullanıcıların şifresinin çalınmış olabileceğini itiraf etmişti. Bu olayın şoku atlatılmadan bu kez de PSN ağındaki kullanıcıların çok basit bir yöntemle şifrelerinin ele geçirilebileceği ortaya çıktı.

ŞİFRE SIFIRLANABİLİYOR

Sony'e bağlı blog sayfasında yayınlanan son uyarıya göre PSN'e bağlı kullanıcıların doğum tarihi ve e-mail adresini kullanan kullanıcılar, PSN Reset sayfasını kullanarak şifreyi sıfırlayabiliyor ve bu şekilde hesapları ele geçirebiliyor.
Sony, problemin ortaya çıkmasının ardından PSN'e giriş çıkışları bir süre için askıya aldı.

19 Mayıs coşkusu Facebook’ta

19 Mayıs coşkusu Facebook’ta


Sosyal etkileşim, oynanabilirlik ve eğlence odaklı yeni nesil dijital eğlence modelleri geliştirmek amacıyla 2009 yılında İstanbul'da kurulan Gamester'ın geliştirdiği Townster, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı, 10 Kasım Atatürk'ün ölüm yıldönümü, 23 Nisan Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramı'ndan sonra şimdi de 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı'nı sanal aleme taşıyor. Böylece oyunun müdavimleri, Townster'da da önemli günleri hatırlamanın ve milli bayramları kutlamanın tadına varıyor.
Türk bayraklarıyla süslenmiş stadın yanı sıra yanı sıra Townster'da Anıtkabir, Bodrum evi, Safranbolu evi, Kebapçı, Nargile evi, Simitçi ve Osmanlı Konağı gibi yerel, kültürel ve tarihi binalar da oyuna renk katıyor. Townster'ın tamamen Türkçe olması ve kültürel ayrıntıları işlemesi oyunu daha keyifli ve anlamlı hale getiriyor. Townster oyunu http://apps.facebook.com/townster adresinden ücretsiz olarak oynanabiliyor.

Playstation'da yeni güvenlik açığı

Playstation'da yeni güvenlik açığı


Hacker'ların saldırısı sonucu yaklaşık bir aylık kapalı kalmasının ardından hafta başında 'kısmen' hizmete açılan Sony'nin PlayStation ağında (PSN) yeni güvenlik açığı bulundu.

YAZILIMLARI DEĞİŞTİRDİLER

Yaklaşık 100 milyon PSN ağına bağlı kullanıcının şifrelerinin çalınma olasılığını doğuran açık nedeniyle güvenlik yazılımlarını değiştirmek zorunda kalan Sony'nin yeni sisteminde de PSN ağındaki kullanıcıların basit bir yöntemle şifrelerinin ele geçirilebileceği ortaya çıktı.

PSN GİRİŞLERİ ASKIYA ALINDI

Sony'nin blog sayfasında yayınlanan son uyarıya göre PSN'e bağlı kullanıcıların doğum tarihi ve e-posta adresini kullanan kullanıcılar, "PSN Reset" sayfasını kullanarak şifreyi sıfırlayabiliyor ve bu şekilde hesapları ele geçirebiliyor. Sony, problemin ortaya çıkmasının ardından PSN'e giriş çıkışları bir süre için askıya aldı.
Sony, güvenlik açığının tamamen giderilip, sistemin tüm dünya çapında tekrar çalışır hale gelmesi yapılan çalışmaların bu ayın sonuna kadar süreceğini duyurmuştu.(habertürk)

e-kitaplar basılı kitapları solladı

e-kitaplar basılı kitapları solladı


Amazon.com, küresel e-kitap satışlarının basılı kitapları geride bıraktığını açıkladı. E-kitap satmaya 2007'de başlayan firma, bugün satılan her 100 basılı kitaba karşılık 105 e-kitap satıldığını duyurdu.Üstelik kıyasta dikkate alınan basılı yayınlara elektronik edisyonu olmayan kitaplar dahilken, elektronik kitaplara ücretsiz indirilebilen ürünler dahil değil.
Amazon'un açıkladığı bir başka ilginç bilgiyse, geçen Temmuz'da satılan e-kitap sayısının bir yıl önceki rakamın üç katını bulmuş olması.
E-kitaplar hayatımıza aslında 1971 yılında girdi. Michael Stern Hart'ın Gutenberg Projesi çoğunlukla telifini zaman aşımından yitirerek kamu malı haline gelen eserleri dijital bir kütüphane olarak insanlığa sunmuştu. Bu proje halen devam ediyor.
1995 yılında Amazon.com'un kurulmasından sonra e-kitapların kaderi değişmeye başladı. Yazılı kitapları internet üzerinden ilk olarak satan Amazon.com, e-ticaretin günümüze gelmesinde önemli bir rol oynadı. Amazon.com halen de yaklaşık 90 milyar dolarlık değeriyle dünyanın en büyük e-ticaret platformu olmaya devam ediyor.
Ancak ne yazık ki o dönemde e-kitaplar için yeterli bir talep yoktu. 2007 yılında Amazon.com'un Kindle tabletini sunması e-kitap sektörünü kökünden değiştirdi. Daha önce Sony gibi tablet geliştiren firmalar vardı, ancak ilk defa dev içeriğiyle Kindle'a adım atan Amazon.com oldu.
19 Kasım 2007 tarihinde Kindle tabletini 399 dolara satışa sunan Amazon.com, ürettiği tüm Kindle'ları yaklaşık 5,5 saat içerisinde satmıştı. 2008 yılının Nisan ayına kadar 'yok satan' ürün ABD dışında pazara sunulmadı. İngiltere ve Avrupa ülkelerinde satışı planlansa da GSM operatörleri ile anlaşmazlıklar ve henüz 3G'nin tüm Avrupa tarafından kullanılmıyor olması buna engel oldu.
GSM operatörlerinin uluslararası standartlarının belirlemesinin ardından 2009 yılında Kindle 2 piyasaya sürüldü. Kasım ayında dünya üzerinde 100 ülkede satışa çıkan Kindle 2, Amazon.com'un tüm arşivini dijital platformlara taşımasına ve e-kitap portföyünün yaklaşık 1 milyona ulaşmasına büyük katkıda bulundu.

REKABET KIZIŞIYOR

Bu yıl içerisinde Barnes & Noble 'Nook' adlı ürününü pazara sunsa da tablet ve e-kitap sektörlerinin rotasını değiştiren ikinci çıkış 2010 yılında Apple tarafından gerçekleştirildi. 2010 yılının en önemli teknolojik ürünü olarak gösterilen iPad, tüm dünyada salgın şeklinde yayıldı. Şu ana kadar 20 milyon üzerinde satılan iPad ve iPad2, gazetecilikden, dergiciliğe ve tabi kitaplara kadar pek çok alışkanlığı değiştirdi. Apple'ın iBook, Google'ın eBooks mağazaları, Kindle'ın rakipleri arasına girdi.
iPad ile değişen e-kitap algısı ve ilgisi en çok da Kindle'ın işine yaradı. Amazon.com'un Nisan 2011 rakamlarına göre, Amazon.com'da satılan her 100 basılı kitabın karşısında 105 E-Kitap satıldı. Bunda pek tabi Amazon.com'un 13 Nisan'da piyasaya sürdüğü "reklamlı" 139 dolarlık Kindle versiyonu da önem rol oynuyor.
Kindle'ın fiyatını bu denli indirmesi Amazon.com için tarihi bir karar oldu. Lakin sadece kitap ve gazete okunabilen bir tablet ile hemen herşeyi yapabildiğiniz tablet arasında bir kıyas elbette söz konusu olamaz. Ancak mesele e-kitap okumaksa, Kindle'ın bariz üstünlüğü bulunuyor; Güneş altında, gözleri yormadan, özellikle uzun kitapları okumak, iPad'e göre çok daha rahat.
Önümüzdeki yıllarda tablet piyasası neleri getirir bilinmez, ancak kitap endüstrisinin topluca dijital dünyaya kayması büyük olasılık. Ülkemizde iPad'de İdefix uygulaması denenmiş, bunun dışında da bir kaç iPad kitabı girişimi olmuştu. Ülkemizdeki kitap satışlarından yakınılsa da, aslında hiç de fena olmayan rakamlara sahibiz. Yayınevleri bugün basılı kitaplarını bile korsanlarla savaşabilecek kadar düşük fiyatlarla sunabiliyor. E-kitap edisyonlarının daha bile uygun rakamlarla satılması mümkün.
Elbette ilk önce birilerinin delilik edip Türkiye'de E-Kitap sektöründe "ben de varım", hatta "bu sektör benim" demesi gerekiyor.

İlk e-insan 2045'te geliyor

İlk e-insan 2045'te geliyor


Yaklaşık iki yıl önce Rusya'da, kendilerini "Ölümsüzlük şirketi" olarak tanıtan bir grup Rus bilim adamı 'Russia-2045' projesiyle ortaya çıktı. Bu çalışma grubu en geç 2045 yılına kadar insan ruhunun yerini tam olarak tespit edeceklerini ve bu ruhu kopyalayarak yapay bedene taşıyacakları iddia ediyor.
Geçen günlerde "Russia-2045" üyeleriyle Rus Ortodoks Kilisesi arasında ciddi bir fikir düellosunun yaşandı. "Russia-2045" projesini yöneten şirketin başkanı Dmitriy İtskov Hürriyet gazetesinden Nerdun Hacıoğlu'na konuştu.
İtskov, 20. yüzyıl boyunca ölümsüzlüğün veya en azından insan ömrünün uzatılmasının tıpta arandığını söyleyip ölümsüz insan projesinin bugüne kadar yapılmış benzeri çalışmalardan farklı olacağını anlattı;
"Rus profesör Vladimir Skulachev'in insan bedenindeki hücrelerin oksitlenmesini durdurma yöntemi beklenen sonucu vermedi. 1990'da keşfedilen 'telomeraz' fermenti insan hücrelerini hızlı ve yaşlanmadan çoğaltıyordu. Fakat bu yöntemle kanser hücreleri de hızla çoğalmaya başladı.

İNSAN ÖMRÜ 10 - 20 YIL DAHA UZATILABİLİR

Geçen yüzyılın ortalarında dondurularak muhafaza edilmiş hasta bedenlerde onarımı imkansız hasarlar tespit edildi. Kök hücre sayesinde gençleşme yöntemi de sonuç vermedi. Tüm bu çalışmalar sonucunda 200 yıl önce ortalama 40 yıl olan insan ömrü günümüzde 80 yıla yükseltilebildi.
Tıbbi çalışmalara bakarak insan ömrünün gelecekte 10-20 yıl daha uzatılabileceğini söyleyebiliriz. Ancak ölümsüzlükten bahsetmek kesinlikle mümkün değil."
İtskov'a göre, Russia-2045 projesi tıptan çok farklı bir yoldan ilerleyecek. Hatta bu projede neşter ve kan söz konusu olmayacak. Ölümsüz ruha sibernetik teknoloji ve cyborg ile ulaşılacak. Ruhun hasta bedenden ayrılışını gönüllü ve cazip bir prosedür haline getirecekler. Ruhu daha sağlıklı bir ortama geçmeye davet edecekler.

PROJEDE 25 BİLİM ADAMI VAR

Aşırı iddialı ölümsüz insan projesine hangi cesaretle başladığı sorulunca, "İnsanın ölümsüz hale getirilebileceğine inandığım için bu işe giriştim" yanıtı veriyor İtskov. "Russia-2045" projesine başlamadan önce Rusya'da ve dünyada bir dizi uzmanla görüşmüş, 25 Rus bilim adamını projeye davet etmiş;
"Geçenlerde Rusya'nın Çelyabinsk şehrinde yaşayan profesör Vyaçeslav Ryabinin'i projemize davet ettim. Ryabinin, en karmaşık organlardan karaciğerin yerini alan dünyanın en mükemmel makinesini icat eden kişi."
"Russia-2045" projesinde İtskov'un çalışma arkadaşlarından biri de Dr. Aleksander Bolonkin. Rus bilim adamı Bolonkin, elektronik ölümsüz insan fikrini ilk kez 20 yıl önce ortaya atmış.
1990'da Rusya Bilimler Akademisi'ne e-insan düşüncesini sunmuş, destek bulamayınca ABD'ye göç etmiş. Elektronik insan yaratma düşüncesi ABD hükümetinden de destek almış.

ASIL HEDEF BEYİN

İtskov, sibernetik teknolojiyi seçme sebeplerini de anlatıyor; "Canlı cansız yapı bir arada hayatımıza girecek. İlk önce çok daha kaliteli işitme cihazları, ardından yapay retina... Sonra beyinden komuta alan mekanik ayak, kol ve eller eskilerin yerini alacak. Beyne monte edilecek minyatür işlemciler yakın bir gelecekte Parkinson hastalığını yenmeye yarayacak.
Biyomekanik cyborg'lar sadece hastalara hizmet etmeyecek. Örneğin insanın bedenen bulunması mümkün olmayan ortamlara beyniyle kontrol ettiği cyborglar gönderilecek. Japonya'daki radyasyon saçan nükleer santral gibi, uzayın keşfi gibi alanlarda yakında bu akıllı robotlar kullanılmaya başlanacak."
Ama Russia-2045 grubunun asıl hedefi beyin. Beynin şifrelerini çözerek ruhun gizliği olduğu yeri bulmak en büyük amaçları; "Bizim grup, insan ruhunun iddia edildiği gibi 21 gram olduğuna inanmıyor. Biz ruhun bir madde olduğuna değil, bilgi taşıma özelliğine sahip bir tür enerji olduğuna inanıyoruz. Bunu kanıtladığımızda insan beynini kopyalayarak ilk e-insanı yaratmış olacağız."

STEVEN SEAGAL DA DESTEKLİYOR

"Russia-2045" projesi geçenlerde Rus Ortodoks Kilisesi'nin tepkisini çekmiş. İnsanı ölümden kurtaracak çalışmalar ilerledikçe düne kadar geçerli bir dizi dogma belki de yıkılacak düşüncesi mevcut. Bu durum kilisenin pek hoşuna gitmiyor.
Hele Rus Ortodoks Kilisesi'nden saygıdeğer rahip Feofan Kryukov işbirliği yapmayı kabul edince proje yıldırımları iyice üzerimize çektik. Projedeki tüm çalışmaların topluma açık yapılacağını ilan edildi. Dünyadan destek de almaya başlandı.
Örneğin iki gün önce ünlü aktör Steven Seagal projeye desteğini açıkladı. Yakında "Russia-2045" ölümsüz insan projesi uluslararası boyut kazanacak.

ÇILGIN PROJENİN AŞAMALARI

Dmitriy İtskov'un başında bulunduğu ölümsüz insan çılgın projesinin aşamaları:
2015: Hollywood filminden ödünç alınmış adıyla Avatar ortaya çıkacak. İnsan beyninin gönderdiği sinyallerle komuta edilebilecek bu cyborg filmdeki örnekten farklı olarak biyolojik değil, tamamen biyonik olacak.
2020: Yapay bedene ölümcül bir hastanın beyninin gönüllü olarak aktarım deneyi gerçekleşecek.
2030: Beynin kopyalanması mümkün olacak. Ruhu içinde gizlediği sanılan beyin tamamen sayısal data bilgiye dönüştürülecek.
2045: İlk e-insan yaratılacak.

PROJENİN GERŞEĞE DÖNÜŞMEYECEĞİNİ İDDİA EDENLER DE VAR

Ölümsüz insan projesinin hiçbir zaman gerçeğe dönüşmeyeceğini iddia edenler de var. Bunlardan biri Rusya Teknik Bilimler Doktoru Pavel Voronin. Voronin'e göre bırakın ruhun bilgisayara aktarılmasını, yapay şuur yaratmak bile yakın ve uzak gelecekte prensip olarak mümkün değil.
Voronin, "İnsan beyninde yaklaşık 200 milyar nöron yani sinir hücresi bulunuyor. Bu hücrelerin içindeki bilgi birikim modeli ve yapısı kabloyla dışa aktarılabilecek türden değil. Hücreye dokunulduğu an hem hücrenin kendisi hem içindeki bilgi yok olmaya mahkum" diyor.
İnsan beyninde bir santimetrekarelik sinir hücresi alanındaki bilgi akışının yapay modele dönüştürülmesi için Voronin'e göre Avrupa'daki tüm bilgisayarların bir ay boyunca birbirine bağlı çalışması gerekiyor.

Ne olduğu belli değil!

skeletal,animal,world,nature,biology,science


Rize'de bir vatandaş tarafından bulunan ilginç hayvan iskeleti incelenmek üzere Müze Müdürlüğü tarafından koruma altına alındı.

İl Kültür ve Turizm Müdürü İsmail Hocaoğlu, Rize Müzesi'nde gazetecilere yaptığı açıklamada, Pazar İlçesi, Aktaş Köyünde eski bir evin içinde yapılan bir kazı da hayvan iskeletinin bulunduğu ihbarı üzerine görevlilerin iskeleti teslim alarak Müze Müdürlüğüne getirdiğini belirtti. İskeletle ilgili gerekli çalışmaları başlattıklarını ifade eden Hocaoğlu, ''Gerekli incelemeleri yaptık. Raporlarımızı tutarak, ilgili üniversitelere göndereceğiz. Gerekli incelemenin ardından iskeletle ilgili karar vereceğiz. Şu anda ne olduğu ile ilgili bir bilgimiz ve tahminimiz yok.'' dedi.
Konu ile ilgili Rize Valiliği'nden yapılan yazılı açıklamada, bazı basın yayın organlarında dinozor iskeleti bulunduğu yönünde haberler çıktığı vurgulanarak, şu ifadelere yer verildi: ''Bahsi geçen iskelet ev sahibinden alınan bilgilere göre yüzeyden yaklaşık 1 metre aşağıda toprak içinde bulunmuştur. İskeletin, evin yaklaşık bir metre altında dolgu toprak içinde bulunması, dinozor iskeleti olması ihtimalini ortadan kaldırmıştır. Yapısına göre bir değerlendirme yapıldığında iki ayaklı bir kemirgen veya sürüngene ait bir iskelet olabileceği ihtimali ağır basmaktadır. Kemiklerin henüz birbirinden ayrılmamış olması da ölüm tarihinin çok eski olmadığını göstermektedir. Bulunan iskelet, hangi canlıya ait olduğunun anlaşılabilmesi için üniversitelerin ilgili bölümleri ile işbirliği içerisinde incelemeler yapılması amacıyla Rize Müze Müdürlüğünce teslim alınmıştır.''

Mona Lisa'nın kafatası bulundu

Leonardo Da Vinci,Mona Lisa,skull,human body,biology,history,archeology,science

İtalyan ressam Leonardo Da Vinci'nin ünlü Mona Lisa tablosunda resmettiği kişinin kimliğinin belirlenmesine bir adım daha yaklaşıldı. 
Da Vinci'ye tabloyu çizerken ilham kaynağı olduğu iddia edilen Lisa Gherardini Del Giocondo'nun Floransa'daki mezarı arkeologlar tarafından açıldı.

Aziz Ursula Manastırı'ndaki mezarda bulunan kafatasından alınan DNA örnekleri, kimlik tespiti için Giocondo'nun iki çocuğunun mezarlarından alınan örneklerle karşılaştırılacak.

Çalışmayı yürüten arkeolog Silvano Vinceti, eğer kafatasının tahmin edildiği gibi 1542'de ölen Giocondo'ya ait olduğunu doğrulayabilirlerse, kadının yüzünün heykeltıraşlar tarafından teknolojik yöntemlerle oluşturulacağını belirtti.

Kök hücre ile organ nakli tarih olacak!

stem cell,transplantation,organ,human body,biology,health,medicine,science


Bilim insanları, kök hücrenin, deneysel ortamda bütün hücrelere dönüşebildiğini belirterek, gelecekte tüm organların tamirinde kullanılabileceğini ifade ediyor.
Günümüzde kök hücre çalışmalarında deneysel ortamlarda her dokunun elde edildiğini belirten uzmanlar, hayvan deneylerinden alınan başarılı sonuçların insanlarda da sağlandığında ''organ naklinin ortadan kalkacağını'' belirtiyor. Uzmanlar, kök hücre ile karaciğer, böbrek, kalp yapılabileceğini müjdeliyor.
Hematoloji Uzmanlık Derneği tarafından Antalya'da düzenlenen Avrasya Kök Hücre ve Aferez Toplantısı'nda Dernek Başkanı Prof. Dr. Süleyman Dinçer, kök hücre ile yapılacak tedavilerin artık birçok hastalığa şifa olabilmesi yönünde çok önemli çalışmalar yapıldığını söyledi.
Kemik iliği nakli ile kök hücre naklinin gerçekte birbirinden çok farklı olmadığını ifade eden Dinçer, kök hücre nakillerinin endikasyonu geniş olduğu için daha çok tercih edildiğini belirtti. Dinçer, kök hücrenin embriyonal kök hücre, doğmamış çocuktan elde edilen kök hücre ve anne karnındayken elde edilen embriyodan alınan kök hücreden elde edildiğini anlattı.
Kök hücre tedavilerinin başta lösemi, lenfoma, myelomalar, oto immun hastalıklar ve bazı kanserler ile solit tümörlerde kullanılabildiğini belirten Dinçer, şöyle devametti:
''Kök hücre nakli, deneysel ortamda bütün hücrelere dönüşebiliyor, bütün organların tamirinde yarıyor. Önümüzdeki 3-5 yıl içerisinde şu anda tedavi endikasyonu olmayan hastalıklarda yeni tedavi endikasyonu olacağını düşünüyoruz. Bunlardan birisi kalp hastalıkları, nörolojik hastalıklar gibi tedavisi olmayan hastalıklara çözümolacak.
Organ, ileri dönemde yedek parça halini alacak. Kök hücre ile karaciğer, böbrek, kalp yapılabilecek. Bunlar deneysel ortamda yapılıyor. Her doku elde edildi, insanlarda kullanılabilmesi için belli bir süre ve bazı çalışmaların tamamlanması gerekiyor. Bunlar tamamlanıp, tamamen kontrol edilebilir hale geldiğinde insanlarda kullanılmaya başlanacak. Fare, maymun gibi hayvanlarda tüm organlar üretildi ve kullanılıyor. Uyum sorunu yok.''
''DOKU NAKLİ ENJEKTE EDİLECEK''
''İleride organ nakli olmayacak, doku nakli, hücre nakli olacak'' diyen Dinçer, ''Son yıllardaki gelişmeler erişkinden alınan herhangi bir hücrenin bile kök hücreye dönüşebileceğini ortaya koydu. Kan, diş ve boğazdan alınan bir parçayı özel yöntemlerle 5 gün gibi bir sürede kök hücreye dönüştürebiliyorsunuz. Ondan da sinir, kas,kalp kası oluşturup alınan kişiye tekrar enjekte ediliyor'' diye konuştu.
Dinçer, en kolay üretilenler dokuların yağ, kemik ve kıkırdak olduğunu vurgulayarak, ''Kök hücre ile organ nakli sorunu ortadan kalkacak'' dedi.
Gelecekte birçok hastalığın tedavisinin kök hücre ile yapılacağını ifade eden Dinçer, ''Yanığı, kanserlerin çoğunu, kalp hastalıkları, damar hastalıkları ve sinir hastalıkları kök hücre ile tedavi edeceğiz'' diye konuştu.
Dinçer, bu konuda Türkiye, AvrupaAmerika, Asya ülkeleri ve özellikle Çin'de son yıllarda çok ciddi çalışmalar yapıldığını sözlerine ekledi.

Facebook"dan Yorum Yap